Bu uzamda kullanılan yerleştirmeler (ki ben bunları sanal düzleme eklenmiş yerleştirmeler
olarak adlandırıyorum) sanat dışında hiçbir şeye gönderme yapmaz. Tümceler başka alanları ifade eder gibi görünse de kapsanan olmaktan
öteye gidemezler. Bundan dolayı alanların kendini ifade ediş
biçimleri sanat açısından değerlendirilir. Belli bir birikim olmaksızın
bakıldığında anlamsız sözcüklerden oluşuyormuş düşüncesini verebilir. Ancak bu
anlamsız olduğu anlamına gelmez. Baktığınız düzlem onun uzamıdır. Art arda, alt alta gelen simgeler bir metinden çok sanatsal bir form
olarak tasarlanmıştır.
Sanat başka
alanları da içine alabilen bir özgürlük alanıdır. Ancak bu özgürlük, kavramları
dilediğince kullanmaya izin vermez. Bu uzamda bulunan yerleştirmeler
sanatın analitik bir önerme olduğu savından hareketle oluşturulmuştur. Biçimsel
olarak –ancak özenli bir gözle- bakıldığında anlamı kendi içindedir. İzleyici
bunu anlamlandırmak istiyorsa yoğunlaşmak durumundadır. Bu yoğunlaşma “anlama
çabası” olarak da düşünülebilir. Ancak böyle bir zorunluluk da yoktur. Burada
yer alan tüm yerleştirmeler sanat olarak adlandırılmaktadır. “Sanat olarak
adlandırmak” tümcesinin anlamını aydınlatmak yapılmaya çalışılanın ne olduğunu
kavramak açısından gereklidir.
Biçimsel bir
sanata alışmış olan göz, bu alanda bulunan çözümlemeleri değerlendiremez.
Sanatın ne olduğu konusundaki tartışmaları anlamlandıramaz. “Sanat sanattır”
ifadesi, sanatı resim, heykel ya da başka herhangi bir şey olarak gören birine
bir şey ifade etmez. Bu ise normal bir durumdur. Bir şeyin ne ise o olduğunu
söylemek basit görünen karmaşık bir sözdür. Bunu çözümlemek ise kuşkusuz
“bilgi” gerektirir.